HAYAT MUZIK'E KONUK YAZAR OLDUM.. ISTE YAZIM..

SEVDİĞİM ŞEYLER
Kahve.. Dumanı tüterken bir başka oluyor.. Ama hazır kahve değil sakın…Kahve çekirdeklerinden sen çekeceksin kahveyi, taze taze.. Sonra makinada yapacaksın.. Kağıt filtrene yerleştireceksin toz haline gelmiş kahveni ve düğmeye basacaksın.. İşte, o andan itibaren hoş bir koku saracak evini.. Bu koku, sana sevdiğin şeyleri hatırlatacak.. Romantik kitap ya da şiirlerdeki gibi sıralamayacağım tabi ki.. Sen benden cok daha iyi bilirsin sevdiklerini.. Ama en azindan biraz dusunmeni sağlayabilirim belki..
Ben kahve kokusu duyunca, Boğaz Köprüsü’nden motosikletimle ilk geçisim gelir genelde aklıma..Benim icin dunyanın en guzel şeylerinden biridir motosiklete binmek.. Ve özgürlüğüm.. Öndeki arabanın benzin kokusu, yüzüne çarpan rüzgar ve en güzeli de, kıskançlikla bakan insanlar.. içten içe yerimde olmak isterler.. Bilirim bunu.. Bilmesem de hissederim.. Çogu, çevre baskısı yüzünden istediklerini yapamayan insanlar.. Bunu düşünmem.. Yapsalardı.. O ne der, bu ne der diye hayat geçmez..Adim atmanı engeller bu düsünce.. Başarısız insanlara bir bak bakalim, ortak ozellikleri nedir?
Neyse, sevdigim şeyleri yazacağim bugün sadece.. Madem kahve yaptık, demek ki mutfaktayiz hala.. Evin en sevdiğim yerlerinden biridir mutfak.. Belki de en sevdigim yeri.. İyi kesen bir sef bıçağı kadar güzel başka sey var mı mutfakta? Ne güzel bir formu vardır o bıçakların.. Sanat eseri gibi.. Kadın gibi.. İncecik beli ve sağlam gövdesi.. Akıllı bir kadının dili kadar da keskin.. Akıllı kadın da sevdiğim şeylerden biridir. Kavga etmek bile insana birşeyler katar.. Altta kalmamak için kafanı çalıştırmak zorundasındır.. İşte o ani da çok seviyorum.. Hani o durumdan kurtulmayı başardığın an sana ve zekana hayran
hayran bakarlar ya o mustehzi gülüşleriyle.. İşte o an..
Gülmeyi de seviyorum.. O yüzden erken kırıştı göz kenarlarım.. Ama beni o kadar mutlu ediyorlar ki.. Hayat zaman zaman yorsa da, ben dalgamı geçmeyi bilmişim demek ki.. Yaraları sarmayı da bilmek lazım.. Yaraları sarmayı sevmek de.. En son kalbin yaşlanacağını bilmek lazım.. Yaşlanmak Allah’ın emri, önemli olan ihtiyarlamamak demeyi de bilmek lazım.. Yasadığın her anı sevmen lazım.. Yoksa gerisi boş.. Ancak kazanın kenarından o yemeğe bakarsın.. Gerekirse bazen yemek olmayı da bilmek lazım.. Kaynayan tencereye atlaman lazım ki, içinde ne var bilesin.. İste o zaman yaptığın yemeğin, yarattığın herşeyin, yasadığın hayatın “gerçekten” bir anlamı olur..
Çok da planlamamak lazım galiba.. Çünkü nereden nereye geldim.. “kahve” kelimesini ilk yazdıgımda aklımdan geçenler bunlar değildi..Ama bu yazı cıktı ortaya..
Meselenin özü şudur kanaatimce; eğer yıllar sonra sakatlanma pahasına basketbol hayatıma geri dönebiliyorsam, içimi dinlediğim içindir.. Hayatımı önemsediğim içindir..Sadece sevdiğim içindir..Kırılan bir bilek, yıpranan bir ruhtan daha çabuk onarılır..
Eğer sevdiğin şeylerin arkasından gidecek gücün yoksa, mecburen yapman gerekenleri nasıl yapacaksın?
Sevgimle..
Tolga FUTACI

Hiç yorum yok: